Panik atak; yoğun korku ya da huzursuzluk hissinin eşlik ettiği çeşitli bedensel belirtilerle birlikte aniden ortaya çıkan ve kaygı bozukluğu içerisinde sınıflandırılan bir durumdur. Bedensel belirtilerin şiddeti birkaç dakika içinde en üst seviyeye ulaşmakta ve 10-20 dakika boyunca devam edebilmektedir. Panik atak yalnızca kaygı bozukluğunda değil; depresyon, sosyal fobi, travma sonrası stres bozukluğu (TSSB), madde kullanımına ilişkin mental bozukluklarda ya da kalp, solunum yollarına ilişkin bazı rahatsızlıklarda da gözlenebilir. Panik atak sırasında insanlar şiddetli biçimde “ölme, delirme, kontrolü yitirme” korkusu yaşarlar.
Panik atak, genellikle herhangi bir belirti vermeden ortaya çıkabilir ya da her zaman belirli bir tetikleyicisi olmayabilir. Bazı durumlarda uyku sırasında ya da dinlenme esnasında da görülebilir. Geceleyin ortaya çıkan panik atak, kişiyi uykusundan panik içinde uyandırabilir. Pek çok insan birden çok kez panik atak geçirebileceği gibi bu durum tek bir atakla da sınırlı kalabilir. Tekrar eden atak durumunda belirli bir tetikleyiciden bahsedilebilir (kalabalık içinde bulunmak, konuşma yapmak, kapalı bir ortama girmek gibi). Panik atak sırasında genellikle, tehlikedeymiş ya da bulunulan yerden kaçamayacakmış hissi eşlik eder. İntihar girişimi ya da intihar düşüncesi panik atakların tekrar ettiği durumda gözlenen risk faktörlerinden biridir.
Panik Bozukluk mu Panik Atak mı?
Panik bozukluk, yinelenen panik ataklarla birlikte fiziksel ve psikolojik stresin baskın şekilde ortaya çıkması durumudur. Panik atak, yaygın bilinenin aksine bir hastalık değil; genellikle panik bozukluğu bulunan kişilerin zaman zaman yaşadığı, bedensel belirtilerle birlikte ortaya çıkan bir durumdur. Panik ataklar, panik bozukluğun kriterleri arasında yer alır, dolayısıyla tek başına belirleyici bir kriter değildir.
Panik Atak Sırasında Gözlenen Bedensel Belirtiler Nelerdir?
Panik atak sırasında fiziksel, duygusal, bilişsel ve algısal pek çok belirti gözlenir: Çarpıntı, kalp atım hızında artış, terleme, titreme, nefes alamama ve boğuluyormuş hissi, göğüs ağrısı, ya da göğüs bölgesinde sıkışma hissi, mide bulantısı, karın ağrısı, baş dönmesi, bayılacakmış hissi, karıncalanma (bedende uyuşma, ürperti), kişinin kendini ve çevresini değişmiş gibi algılaması, bedende uyuşma, üşüme ya da sıcak basması, sık idrara çıkma, yoğun bir korku ve kaygı, kontrolü kaybetme hissi, delirecekmiş hissi ve ölüm korkusu.
Panik Atağın Nedenleri ve Risk Faktörleri
Panik atağın kesin nedenleri bilinmemekle birlikte mizaç ve çevresel faktörlerin bazı bireyleri panik atağa daha yatkın hale getirdiği düşünülmektedir. Beyin yapı ve nörokimyasal düzeyindeki farklılıklarla birlikte; erken çocukluk döneminden itibaren maruz kalınan yaşam olayları, ebeveyn tutumları, aşırı korumacı bir aile ortamında büyümek, eşlik eden farklı tanıların (depresyon, obsesif kompulsif bozukluk gibi) ya da travmatik yaşantılar gibi çevresel faktörlerin varlığı panik atak için risk faktörlerini oluşturmaktadır.
Panik Atak Tedavisi
Panik atak tedavi edilebilir bir durumdur. Atak yaşamamak ya da atakların şiddetini azaltmak adına bir psikologdan destek almak oldukça faydalı olmaktadır. Panik bozukluk yaşayan birçok hastada psikolojik desteğin kalıcı iyileşme sağladığı görülmektedir.
Psikolog desteği, atakların geldiği anki bedensel belirtileri tanıma, tetikleyen düşünceyi fark etme, duygu ve davranış arasında bağ kurarak, olası kaçınma tepkilerini azaltmada faydalı olmaktadır.